KAPILARINIZI AÇIIIIIIIIN !!!!!!
Gri –somon karışımı bir otel
odası..Biraz huzur biraz el yordamı –
Yeni ‘ye gebe bir başlangıcın
dirayete coşkuyu fısıldadığı sessiz bir anlama hali . –
Azicik tozlansa ellerim
dakikalarca bakiyorum cizgilerine.
Cizgiler arasinda bir yol..Yolun
icinden bagirarak parmak uclarima kosan bir ses :
KAPILARINIZI
ACIIIINNNNN!!!!!!!
Yüzünüze bir tokat geldiyse ,
iki cigliktan biri mutlaka kendiniz icindir.. Gerisini dilediginizce
bolebilirsiniz “aranızda” ..
Yalnizca size ait olan o
çığlık , hayatınız boyunca, acı verici olan her şeyin karşısında durma
kuvvetiniz olacaktır.
Bu dirayet, kimilerine gore
bir agaç, kimilerine gore bir bayrak,kimilerine gore ticari bir anlaşma
,kimilerine gore iade hükmü olmayan sahipsiz bir cümleyi, küƒürle kavrulmuş bir
paketle ve birilerini yalnızca “üzmek”
adına,denize atılmış bir şişenin içine yerleştirmek .Hatta imzayı da atmamaktır
altına…
Bazen de dirayet , inandığın bir şey uğruna
yaşanabilecek bütün bir hikayedir aslında .
Yani insan kendinde en güçlü
bağırdığı söz ne olursa olsun , karşısındakini anlayabilen yüce bir varlıktır
ve yaptığınız yanlışlar hızla geçen zamanın uçlarına uzak boşluklarında, size
tekamülünüzle ilgili olgun ve diri fikirler edinmenizi sağlayan en sağlam
kapıdır !
KAPILARINIZI AÇIN !!!!
Cunku yıllarca agzında
ekmekle bekleyen aslan , açlıktan öldü ..
Cünkü kötüye kötülükle
karşılık veren toplumlardan ,”sağ” kalabilenler “iyilik”le anılabildi.
Biz daha aslanlar gibi
evlatlar doguraya devam edelim..
Biz ki sınırlarda neredeyse
insanlık suçlarından ötelenerek, postallarına yapışan bir avuç toprağı şeffaf
torbada anaların ellerine veremeyen otoritelerin bayraklı şölenlerinde danışıklı sırdaşlık ettik birbirimize ..
Depremler oldu , seller oldu
..
Yan şehirlerde kıyametler
koptu ama yine de sarıldık birbirimize ..
Dereye düşen evlatlarının
cesetlerine kavuşmak için akıntıyı takip eden babalarımıza arabamızı durdurup
teselliler verdik..
Tecavüz davalarının,haksızlık
mücadelelerinin,yetim kalan alın terlerinin ,çalınan eserlerine ağıt yakan
ülkelerin,inançları uğruna katledilen bütün varlıkların arkasından ağlayana bez
tuttuk...
Iki tane agaç köklerinden
sökülecek diye de iki dalın yaprağını sevdik!
Şükürler dolusu duanın içinde
“ben de elimden geleni yaptım!” diyebilmenin huzurlu uykusunu bir kaç gün bir
ağaç gölgesinde yaşayarak geçirdik .
Anlaşmaya varamadık belki
lakin “anlayan anladı da “ demedik.. Bu ülkenin gücünü de yine bu ülkeye karşi
değil aslında – kendimize, bir kez daha ispatladık.. Kimse herhangi bir düşüncenin
şovalyesi değildir aslında –herkes kendi bahçesinde dedesiyle geçirdiğı güzel
anıların evladıdır ..Emek veren annelerin bu dünyadan huzurlu bir uykuyla göç
etmesini isteyen duaların askerleriyiz biz.
“gezi parkında ağaçların
kesilmesini hiç istemiyorum “diyen ailelerin ..
Lakin öylesine coşkuluyuz
öylesine her gün yeni bir şeylerin
gençlerin adına olmasıyla ilgili hevesliyiz ki kaybolduk gittik ,yorulduk ya da
zehirlendik bu müdahale dolu haykırışların içinde ..
Kimliklere ayrıldık
..görevlere.. barikatlara..kapı önlerine..anneanne dualarına sığındık..çok
uykusuz kaldık.. çok yıprandık..çocuklarımız korktu belki küçük hikayeler
anlattık.
sokak hayvanlarımız ise kanırdı
acıdan –orada soluğu kesiliyor insanın işte!
Cunku naraların icinde kendi
sözlerinden mensup kahramanlar olarak ,dunyada insan dışında ki butun varliklar
tarafindan “bertaraf” edildik..
KAPILARINIZI ACIN!
Kuvvet ,havadan yere düsmez
oyle kolayiyla.. Kuvvet köklü demektir..
Kimse kimsenin agacina taş
atamaz .. bazen bekleyemez ,bu yuzden de anlayamaz..
Lakin depremler gibidir fikir
ayriliklari ..
insan sarsinti esnasinda bir
el aramadan duramaz ..
yaraya bakip “beter ol” diyen
zihniyetin yalnizligini anlayan da anlamayan da tutar eli ..
bilir cunku , sen ekmegine
igne batirabilirsin birinin , lakin aslan bir
kukrerse var gucuyle ensene , ekmegi bolusup igneyle yedigin gunleri de
hayal edersin..
Korkuyla bezendigimiz bir
cüsse taşıyoruz bedenlerimizde .. ne kara çarşaflar ne de beyaz askılı bluzler
diyarı bu..
Bir gölge düşüyor ki üstümüze
, dünyayı karanlık ,birbirimizi düşman sanıyoruz..
Oysa küçücük bir mumun önünde
duran masum bir kiraz tanesi korku dediğin..
Işıklar hep olsun ,ışıği
seven yanında olsun
Korku uzaktan gölgeyle
avunsun..
Tamamen yanlış hisseden ve
beni yanlış duyan herkese :
Ben baltalanmış ağaclarım
için günlerce uykusuz kaldım .. ve o agaclarin etrafinda birbirinin canini
acitan varliklar oldugumuzu gordum!
Sizin de baltalanan
inançlarınız yorgunsa ve dönüp
adına “Gonca Vuslateri” diyorsanız ..
Kendi dirayet anlayışımın
hedefine ayrıkı olmayacak bir şeyi söylemekten göğsümü gere gere kaçınmıyorum.
31 mayis gunu itibariyle
butun uykular bir agac govdesidir .
Ve bu yıpranmış günlerimizde
duymayı en çok istediğimiz ve kimden duymak istedigimizin açık ve net olduğu
halde ..
Dunyayı ,insanları ve
inancları “yeni’den”, birlik ve butunluk duygusunu saglayan sihirli bir
cumleyle birbirine hediye ederek ,
“HERKESE DE” ornek olmasini
en icten samimiyetimle belirterek ;
“OZUR DILERIM” .
LAKIN SIZ DE!
ARTIK..
KAPILARINIZI ACIN !
ALLAH ASKINA!