29 Haziran 2013 Cumartesi


KAPILARINIZI AÇIIIIIIIIN  !!!!!!




Gri –somon karışımı bir otel odası..Biraz huzur biraz el yordamı –
Yeni ‘ye gebe bir başlangıcın dirayete coşkuyu fısıldadığı sessiz bir anlama hali . –

Azicik tozlansa ellerim dakikalarca bakiyorum cizgilerine.
Cizgiler arasinda bir yol..Yolun icinden bagirarak parmak uclarima kosan bir ses :
KAPILARINIZI ACIIIINNNNN!!!!!!!

Yüzünüze bir tokat geldiyse , iki cigliktan biri mutlaka kendiniz icindir.. Gerisini dilediginizce bolebilirsiniz “aranızda” ..

Yalnizca size ait olan o çığlık ,   hayatınız boyunca,  acı verici olan her şeyin karşısında durma kuvvetiniz olacaktır.

Bu dirayet, kimilerine gore bir agaç, kimilerine gore bir bayrak,kimilerine gore ticari bir anlaşma ,kimilerine gore iade hükmü olmayan sahipsiz bir cümleyi, küƒürle kavrulmuş bir paketle  ve birilerini yalnızca “üzmek” adına,denize atılmış bir şişenin içine yerleştirmek .Hatta imzayı da atmamaktır altına…

Bazen  de dirayet , inandığın bir şey uğruna yaşanabilecek bütün bir hikayedir aslında .

Yani insan kendinde en güçlü bağırdığı söz ne olursa olsun , karşısındakini anlayabilen yüce bir varlıktır ve yaptığınız yanlışlar hızla geçen zamanın uçlarına uzak boşluklarında, size tekamülünüzle ilgili olgun ve diri fikirler edinmenizi sağlayan en sağlam kapıdır !

KAPILARINIZI AÇIN !!!!


Cunku yıllarca agzında ekmekle bekleyen aslan , açlıktan öldü ..
Cünkü kötüye kötülükle karşılık veren toplumlardan ,”sağ” kalabilenler “iyilik”le anılabildi.
Biz daha aslanlar gibi evlatlar doguraya devam edelim..
Biz ki sınırlarda neredeyse insanlık suçlarından ötelenerek, postallarına yapışan bir avuç toprağı şeffaf torbada anaların ellerine veremeyen otoritelerin bayraklı şölenlerinde  danışıklı sırdaşlık ettik birbirimize ..

Depremler oldu , seller oldu ..
Yan şehirlerde kıyametler koptu ama yine de sarıldık birbirimize ..

Dereye düşen evlatlarının cesetlerine kavuşmak için akıntıyı takip eden babalarımıza arabamızı durdurup teselliler verdik..

Tecavüz davalarının,haksızlık mücadelelerinin,yetim kalan alın terlerinin ,çalınan eserlerine ağıt yakan ülkelerin,inançları uğruna katledilen bütün varlıkların arkasından ağlayana bez tuttuk...

Iki tane agaç köklerinden sökülecek diye de iki dalın yaprağını sevdik!
Şükürler dolusu duanın içinde “ben de elimden geleni yaptım!” diyebilmenin huzurlu uykusunu bir kaç gün bir ağaç gölgesinde yaşayarak geçirdik .

Anlaşmaya varamadık belki lakin “anlayan anladı da “ demedik.. Bu ülkenin gücünü de yine bu ülkeye karşi değil aslında – kendimize, bir kez daha ispatladık.. Kimse herhangi bir düşüncenin şovalyesi değildir aslında –herkes kendi bahçesinde dedesiyle geçirdiğı güzel anıların evladıdır ..Emek veren annelerin bu dünyadan huzurlu bir uykuyla göç etmesini isteyen duaların askerleriyiz biz.
“gezi parkında ağaçların kesilmesini hiç istemiyorum “diyen ailelerin ..

Lakin öylesine coşkuluyuz öylesine  her gün yeni bir şeylerin gençlerin adına olmasıyla ilgili hevesliyiz ki kaybolduk gittik ,yorulduk ya da zehirlendik bu müdahale dolu haykırışların içinde ..

Kimliklere ayrıldık ..görevlere.. barikatlara..kapı önlerine..anneanne dualarına sığındık..çok uykusuz kaldık.. çok yıprandık..çocuklarımız korktu belki küçük hikayeler anlattık.

sokak hayvanlarımız ise kanırdı acıdan –orada soluğu kesiliyor insanın işte!

Cunku naraların icinde kendi sözlerinden mensup kahramanlar olarak ,dunyada insan dışında ki butun varliklar tarafindan “bertaraf” edildik..

KAPILARINIZI ACIN!


Kuvvet ,havadan yere düsmez oyle kolayiyla.. Kuvvet köklü demektir..
Kimse kimsenin agacina taş atamaz .. bazen bekleyemez ,bu yuzden de anlayamaz..
Lakin depremler gibidir fikir ayriliklari ..
insan sarsinti esnasinda bir el aramadan duramaz ..
yaraya bakip “beter ol” diyen zihniyetin yalnizligini anlayan da anlamayan da tutar eli ..

bilir cunku , sen ekmegine igne batirabilirsin birinin , lakin aslan bir  kukrerse var gucuyle ensene , ekmegi bolusup igneyle yedigin gunleri de hayal edersin..

Korkuyla bezendigimiz bir cüsse taşıyoruz bedenlerimizde .. ne kara çarşaflar ne de beyaz askılı bluzler diyarı bu..

Bir gölge düşüyor ki üstümüze , dünyayı karanlık ,birbirimizi düşman sanıyoruz..
Oysa küçücük bir mumun önünde duran masum bir kiraz tanesi korku dediğin..
Işıklar hep olsun ,ışıği seven yanında olsun
Korku uzaktan gölgeyle avunsun..



Tamamen yanlış hisseden ve beni yanlış duyan herkese :

Ben baltalanmış ağaclarım için günlerce uykusuz kaldım .. ve o agaclarin etrafinda birbirinin canini acitan varliklar oldugumuzu gordum!

Sizin de baltalanan inançlarınız yorgunsa ve  dönüp adına  “Gonca Vuslateri” diyorsanız ..

Kendi dirayet anlayışımın hedefine ayrıkı olmayacak bir şeyi söylemekten göğsümü gere gere kaçınmıyorum.

31 mayis gunu itibariyle butun uykular bir agac govdesidir .


Ve bu yıpranmış günlerimizde duymayı en çok istediğimiz ve kimden duymak istedigimizin açık ve net olduğu halde ..
Dunyayı ,insanları ve inancları “yeni’den”, birlik ve butunluk duygusunu saglayan sihirli bir cumleyle birbirine hediye ederek ,
“HERKESE DE” ornek olmasini en icten samimiyetimle belirterek ;


“OZUR DILERIM” .           

LAKIN SIZ DE!

ARTIK..

KAPILARINIZI ACIN !

ALLAH ASKINA!