19 Mart 2012 Pazartesi









"..To be a better one to satisfy you for you’re everything to me.
And I'll do what you ask me
If you let me be free.."

bir tarafta çala dursun..
Insan dedigin standart bir hayal hikayesi.

Bu şarkıyı dinlediğim şu an yani:
Antalya'dan Olympos'a giderken ciglik cigliga bagirma istegiyle yuklu 
ve bir daha birbirini hic görmeyecek olan 
üç arkadasin hikayesi ..

Aniden bir Once soundtrack'iyle sarsilarak yerinden 
birbirine hoşça bakmaya başlayan
-bir erginleşme !
tam da dönüp kendine " seni tanıyorum " diyecekken
henüz söylenmemiş bir cümlenin
utanmaya başlaması kendinden 
ve bunca düğümlenip kızardığı
yerde bize bakan sey
-bir yasak elmayken 
birbirine hoşça kalmaya giden 
üç arkadaş ..
Özentiyle doldurdukları bagajdan
biralarıniısahile kadar taışyip
 ilk insan edasıyla
açmayi bilmeden bakakalip
yanlışlıkla güldüğü espriden denize 
düşmüş
ve düşlerin getirdiği öpüşmeleri 
suya cığlıkla yazarak
o gece pek üşümüş bir arkadaş.
-o gece arkadaş değildir artik!

bizim bir sırrımız olsa.
-tam da giderken.
burada unutulsa .

"..If you want me satisfy me.."


Denizden cikarlar ..
biri hızını alamaz koşar sahilde
diğeri sarılı kalmıştır
suya
bir diğeri sarılmak ister arkadaşına
ama o gece değildir arkadaş aslında!
ve gelip susarlar 
yanyana
ortaklık bir antlaşmadır aralarında
yanyana uzanıp
dalıp giderler gökyüzüne 
binlerce denizyıldızı dökülür yüzlerine
ve belki de o gecedir Küçük Prense
anlatilacak olan
en gizemli hikaye ..

"karmaşık" diyor kız.
-içinden.
biliyor ki seslice dökülmesi yok bunun
olsa olsa öpüşünce düşecek
asili kaldigi yerden.

gece boyu ilerliyor.
ortalık karanlık olunca
bir fener gibi parliyor
yasak elmalar 
birbirlerine kızararak bakıyor
ve kızışıyorlar.
dönüp bir şiir okumaya basliyor 
koşmaktan yorulan
ona da kızıyorlar.
yarıda kaliyor şiiri
yok diyor şair:
bunlar degil benim arkadaşım
eger bir şiir bir yasağa dönüşüyorsa
Insanlardır gecenin karanlık olan tarafi!

kız ağlamaya basliyor 
"ben şiiri hic sevmedim"

Suskun erkek 
kekeliyor oturdugu yerde 
ve harfler bir erzak gibi
dökülüyor ağzından
hepimiz ihtiyacimiz olandan fazlasini
almak için cırpınıyoruz sanki kumda 
"-ben hiç şiir okumadim aslinda"
ama getirmiyoruz harfleri yanyana 
iyi bir arkadas degiliz aslinda
biralar açılmıyor!
gece karanlık..
gergin mozaik bir yol var
geride kalan
söylenecek söz yok gibi.
-"havlu yok mu yahu!"
söyleneni anlatmaya da yüz yok sanki
yeniden tanışıyoruz kendimizle.

kum dolu pabuçlar elimizde
bir vicdan azabı gibi deniz
yol boyunca damlıyor yere
ve yere damlayan her denizi
almak icin eğilip
doğruluyoruz kendimize.
anlatiyoruz yalnızlıklarımızı
bu geceden daha saçma bir hikaye var mi
diyen de olmuyor işte!

bir gece durup dururken gidilmiş
ve muhtemelen hatırlanmak istenmeyen bu hikaye
Küçük Prensin her gece izlemekten 
kocaman mutluluklar duyduğu
kendi ekseninde dönüp duran kırmızı yildizlar gibi
gömüp yasak elmaları vicdanımıza ,
eve gidiyoruz..
-sıcak suyun altinda
buyumeye !

(ve üç arkadaş 
kisa bir tatil hikayesinde
bu gece anılıyor 
bu şarkı ile)



- İÇİMİN TRESİ





Heybesine kuş kanadı düştü
kadınlığımın.
Ağrıma kişnedi hayat.!
-gördüm koca ağzını.

Bir kanadın hesabını yapmazdım  elbet.
ama söyleyin nolur!
Yere düşen her kuş kanadı
Özgürlüğe giden yolda yitirilen bir umut değil mi?

Yani;
Ben bir adamı sevdim
O da başka kadını.
"Biz " yine anlaştık aramızda
konuşmadan.

Hani mevzu evrensel oldu
O da kabulüm ama -


Yine yalnız kaldı Tanrı..

Kaç kere söyledim ;
biz başa baş veririz.
ama kalamayız baş başa..

ben bir adamı sevdim
O da başka kadını


yani;

Ortodoks şaraplarda günahlarım gizlenir
Bir fasulye tarlasında ölümüm eşelenir
O benim ayağıma gelir gelir
biz beraber denize de gireriz
İsmet Baba'da rakı da içeriz
hani çok eğleniriz de.-

Bende yirmili yaş gerdanı.
eteklerim ödünç alma-
ve güzel.
Güzellikte
iki diri göğüs
..

Harbiye'de bodrum kat.
Bir kadın.
Ben.
Bende harbiyeli yaş.
sevdiğim başkasını seviyor
Sevgi var.
İnsan sevebiliyor.
sevebiliyor da-

yani;
kimseye süt veremez oluyor artık..
Sabahın erken saatlerinde.
Çocuklar uyandırılmadan,
Ümidi kesiyor yavaşça boynunu..
Sevdiğine
-kurban oluyor ..




ARİFSİZ SEVİNCİM 




Dirilt beni.!
Sıcak düşlerin zenginliği
mora dönmüş kırılgan bir tırnak dantelimde.
Benim Ah'ım bu gidişle ;
Yalnızca İnsanlığın şiiri.

Ah ki
Esmer bir adam..
Saçları yorgunluktan daha sözlü.
Edepsiz bir ayrılık sonrası
toza dönmüş Artemis biblosu.
Ah.

Ah ki
Bir sigara.

Ah ki Ankadır aslında.

Dirilt beni.
Küt kesilmiş kalbimin
kökleri hala Benim.
Birinci yarıyı o kadar karmaşık tamamladım ki ,
Bundan sonrası
Allahkerim....

Bir trafik kırmızı ışıkta muntazam duruyorsa
Kuşların şakası kimseyi güldürmüyor demektir.

Göklere gidelim .
Bırak pencere kenarlarına ömür tözlesinler.
Bırak bizi içerden izlesinler..
Bu yiğitlik ilk günden beri sırtımdan kazanıldı benim
Tek de değildim üstelik.

Doğmadığım yılların destanında yazıyor Hayat.
Çünkü,
Virgülü doğru yere konulmuş bir savaşın adıdır:Destan

Bu gece bu yalnızlıkta ,
Tüm savaşlar bizim doğurduğumuz bir parça et.

Hiç bir adımdan yorulmadım daha!
Topuklarımda mavi çizgiden
Yunanca :
"Seni Seviyorum" yazıyor.
Ama İlk günden bu yana,
Her kadın günde bir kez  ağlıyor.

Ah ki bir Johnnie Walker fısıltısı:
"Yürümeye devam et."

Göklere gidelim
Ve Orada Yor beni.
Yürümenin anlatacağı toprak
etimden ileri gidemez.
Kes ayağımı yerden.
Bırak kanım batırsın günü.

Moda sahilinde.
Sakin bir
Salı günü.


Mutluluk,
Haybeye düşen kızıl bir yağmur.

Ah.
Ah ki sensin .işte.
Ah .
Sen.Ah.
Sevgilim.
Keşke yorgun olmasan şu saat
Ve .
Beni
Dökerek sevsen.


-Daha  da!



Kendinden başlayan
Kenarin hikayesi bu.
Bir ağac kavuğundan
Kenarlari ozleyen
Mersault hikayesi gibi..

Sen bir adami öylesine öldürürken
 Muhtemelen bu hayat
Kendi finaline pek tanıdık..

Tuhaflık önümde bir bahşiş
Bu yemek tarifi
Kusursuz soslardan
Ince kirmizi
Bir acı.
Içimde bir film bitiyor Tanrim
Sonu
“Yabancı”.

Bir idam
Gotik bir örgüden
Birbirine geçirilmis tullerle
Üstüme sarılı
Ve bir duvak gibi patliyor flashlar
Sabit duran bir ahlaksızlık
Ruhuma ne kadar alisti..

Bana sorarsaniz
Bir teleskop düştü
Yildizlarin arasına
Ve gerçekle aramda ki
Bu azlem bağ
Saatte bir minyon yüzle
Eve geç gelen hüzünle
Uyutmayan müzikle
Sabahları özürle
Aksam ustu kahveyle
Bir teras katın hayali
Kör olasi kedilerin
-Eziyle
Tanrınin çare-saz eliyle
Soğuk sulardan özür dileyen
Timsahlarin teriyle
Çarptı yüzüme

Tehlike ne eski hikayedir kavuğum
Tehlike ne hazin bir bahane
Tutup koparanlarin değil
Dalından diliyle gecen
Sıradan bir hikaye
Ve bir ıslıkla 
-çığlığa dönüşmüş
Rüzgarlara açılan
En geniş pencere!